26 Kasım 2018 Pazartesi

ingilizce işletme Business


"This product is for sale."

Çeviri:Bu ürün satılıktır.

"I thank the board of directors."

Çeviri:Yönetim kuruluna teşekkür ederim.

"More business?"

Çeviri:Daha mı fazla iş?

"The health insurance is free of charge."

Çeviri:Sağlık sigortası ücretsizdir.

"I am giving you one dollar."

Çeviri:Ben sana bir dolar veriyorum.

"He is in charge of the sales department."

Çeviri:O satış departmanından sorumludur.

"You import products."

Çeviri:Sen ürün ithal edersin.

"I need two dollars."

Çeviri:Benim iki dolara ihtiyacım var.

"The cook kept the money."

Çeviri:Aşçı parayı sakladı.

"She is doing a business trip."

Çeviri:O bir iş gezisi yapıyor.

"Why do I not have a health insurance?"

Çeviri:Neden benim bir sağlık sigortam yok?

"The board has ten members."

Çeviri:Yönetim kurulunun on üyesi var.

"The sale of the car was fast."

Çeviri:Arabanın satışı hızlıydı.

"I opened my business in the summer."

Çeviri:Ben işletmemi yazın açtım.

"Eğer o daha iyi bir ürün yapsaydı."

Çeviri:If he made a better product.

----------------------------------------


"Where is my credit card?"

Çeviri:Benim kredi kartım nerededir?

"The city is a trade center."

Çeviri:Şehir bir ticaret merkezidir.

"Any operation has risks."

Çeviri:Her ameliyatın riskleri vardır.

"I am reading this job offer."

Çeviri:Ben bu iş teklifini okuyorum.

"The risk is too big."

Çeviri:Risk çok büyük.
In which industries do they work?
Anlamı: Onlar hangi endüstrilerde çalışırlar?

"The gold is mine!"

Çeviri:Altın benim!

"He is a worker in the industry."

Çeviri:O bir endüstri çalışanıdır.
Do not be afraid to take risks ! Risk almaktan korkma!

"I want to pay with my credit card."

Çeviri:Ben kredi kartımla ödemek istiyorum.

"I have to accept your offer."

Çeviri:Ben sizin teklifinizi kabul etmek zorundayım.

"We made a trade."

Çeviri:Biz bir takas yaptık.

"I am reading this job offer!"

Çeviri:Ben bu iş teklifini okuyorum!

"I have positive credit at the bank."

Çeviri:Benim bankada pozitif kredim var.
------------------------------------------------------------------------------


"What is the budget for the project?"

Çeviri:Projenin bütçesi nedir?

"A good contract is necessary."

Çeviri:İyi bir kontrat gerekli.

"We wear the same brand."

Çeviri:Biz aynı markayı giyeriz.

"That was not part of the deal."

Çeviri:Bu anlaşmanın bir parçası değildi.

"The agent is taking money from the bank."

Çeviri:Temsilci bankadan para alıyor.

"Which currency do they have?"

Çeviri:Onlarda hangi para birimi vardır?

"How much is this worth?"

Çeviri:Bu ne kadar eder?

"I have read the contracts."

Çeviri:Ben kontratları okudum.

"The agent is at the hospital."

Çeviri:Temsilci hastanede.

"He is an agent."

Çeviri:O bir temsilcidir.

"The dollar is a type of currency."

Çeviri:Dolar bir para birimidir.

"Please sign the contract."

Çeviri:Lütfen kontratı imzalayın.

"I trust this brand of computers."

Çeviri:Ben bu marka bilgisayarlara güvenirim.

"The department has a great budget."

Çeviri:Departmanın büyük bir bütçesi var.

"Do we have a deal?"

Çeviri:Anlaştık mı?

----------------------------------------------------------------------------------



"What is the cost for advertising a product?"


Çeviri:Bir ürünün reklamını yapmanın maliyeti nedir?

"This is the list of all organizations."

Çeviri:Bu bütün organizasyonların listesidir.

"Fifty-two persons work in the firm."

Çeviri:Firmada elli iki kişi çalışır.

"My wife has received a promotion."

Çeviri:Benim karım terfi aldı.

"We are in the organization."

Çeviri:Biz organizasyonun içindeyiz.

"Where is my advertisement?"

Çeviri:Benim reklamım nerededir?

"That is a good prize for the writer."

Çeviri:O, yazar için iyi bir ödüldür.

"The firm is small."

Çeviri:Firma küçüktür.

"The promotion"

Çeviri:Terfi

"The brand is famous for its advertising."

Çeviri:Marka reklamlarıyla ünlüdür.

"What does this sofa cost?"

Çeviri:Bu kanepe kaç paradır?

"This advertisement is bad."

Çeviri:Bu reklam kötü.

"I still use it in my advertising."

Çeviri:Ben onu hala reklamlarımda kullanırım.
The organization is bigger here.
Anlamı: Organizasyon burada daha büyüktür.
------------------------------------------------------------------

"What is the price?"

Çeviri:Fiyat nedir?

"We are a global company."

Çeviri:Biz küresel bir şirketiz.

"The soup and your check"

Çeviri:Çorba ve hesabınız

"Your yard has a lot of flowers."

Çeviri:Sizin bahçenizde birçok çiçek var.

"It costs time."

Çeviri:O zamana mal olur.

"I have lots of books."

Çeviri:Benim bir sürü kitabım var.

"They hate meetings."

Çeviri:Onlar toplantılardan nefret ederler.

"O yemeyi çok sever."

Çeviri:He likes eating a lot.

"These companies are large."

Çeviri:Bu şirketler büyüktür.

"I did well in the interview!"

Çeviri:Ben mülakatta iyiydim.

"That costs me my job."

Çeviri:O benim işime mal olur.

"It is a global newspaper."

Çeviri:O küresel bir gazetedir.

"She left the company."

Çeviri:O şirketten ayrıldı.

"They pay with a check."

Çeviri:Onlar bir çek ile öderler.

"Our meetings are open to the public."

Çeviri:Bizim toplantılarımız halka açıktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Çok Okunanlar

Present Perfect Tense Yakın zaman kullanımı (Yakın Geçmiş Zaman)

"He has wanted to swim." Çeviri: O yüzmek istedi. "Have you been to the US?" Çeviri: ABD'de bulundun mu ? "My s...