30 Mayıs 2023 Salı

Present Perfect Tense Yakın zaman kullanımı (Yakın Geçmiş Zaman)

"He has wanted to swim."

Çeviri:O yüzmek istedi.

"Have you been to the US?"

Çeviri:ABD'de bulundun mu ?

"My son has never been abroad."

Çeviri:Benim oğlum hiç yurt dışında bulunmadı.

"I have never cooked fish."

Çeviri:Ben hiç balık pişirmedim.

"You have never cooked soup for me."

Çeviri:Sen benim için hiç çorba pişirmedin.

"They have never cooked crab."

Çeviri:Onlar hiç yengeç pişirmediler.

"I have always wanted to see you."

Çeviri:Ben hep seni görmek istedim.

"I have just read this book."

Çeviri:Ben az önce bu kitabı okudum.

"She has not read my book yet."

Çeviri:Henüz benim kitabımı okumadı.

"You have walked for a long time."

Çeviri:Sen uzunca bir süre yürüdün.

"I have walked every day to your house."

Çeviri:Ben her gün senin evine yürüdüm.

"I have never walked to your house."

Çeviri:Ben hiç senin evine yürümedim.

"Where have they kept it?"

Çeviri:Onu nerede tuttular?

"I have never been to Europe."

Çeviri:Ben hiç Avrupa'da bulunmadım.

"I have read almost every one of her books."

Çeviri:Ben neredeyse onun kitaplarının her birini okudum.

"I have never read the red book."

Çeviri:Ben kırmızı kitabı hiç okumadım.


***********************************************

"We have never spoken."

Çeviri:Biz hiç konuşmadık.

"You have never spoken with my sister."

Çeviri:Sen hiç benim kız kardeşimle konuşmadın.

"I have not eaten today."

Çeviri:Ben bugün yemek yemedim.

"You have already eaten."

Çeviri:Sen zaten yemek yedin.

"We have played all day."

Çeviri:Biz bütün gün oynadık.

"I have not played for two weeks."

Çeviri:Ben iki hafta boyunca oynamadım.

"He was previously at home."

Çeviri:O daha önce evdeydi.

"There are more women than previously."

Çeviri:Öncekinden daha fazla kadın var.

"It has not rained all day."

Çeviri:Bütün gün yağmur yağmadı.

"It has not rained much today."

Çeviri:Bugün pek yağmur yağmadı.

"It has rained less this year."

Çeviri:Bu yıl daha az yağmur yağdı.

"His previous house was big."

Çeviri:Onun önceki evi büyüktü.

"I have never heard about that actor."

Çeviri:Ben o oyuncuyu hiç duymadım.

"She has heard that I have a boyfriend."

Çeviri:Benim bir erkek arkadaşımın olduğunu duydu.

"I have never heard him speak English."

Çeviri:İngilizce konuştuğunu hiç duymadım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Çok Okunanlar

Present Perfect Tense Yakın zaman kullanımı (Yakın Geçmiş Zaman)

"He has wanted to swim." Çeviri: O yüzmek istedi. "Have you been to the US?" Çeviri: ABD'de bulundun mu ? "My s...