13 Ekim 2018 Cumartesi

ingilizcede Future Tenses (Gelecek Zaman) ifadesel "going"


"The citizens are going to allow this."

Çeviri:Vatandaşlar buna izin verecekler.

"You did not tell me that you were going to arrive today."

Çeviri:Sen bana bugün varacağını söylemedin.

"Tomorrow you are going to ask the teacher."

Çeviri:Yarın siz öğretmene soracaksınız.

"Are you going to add more sugar?"

Çeviri:Siz daha fazla şeker ekleyecek misiniz?

"The student is going to achieve what he wants."

Çeviri:Öğrenci istediğini başaracak.

"The judge is going to apply the law."

Çeviri:Hakim hukuku uygulayacak.

"The ladies are going to arrive soon."

Çeviri:Hanımefendiler yakında varacaklar.

"O tuz ekleyecek."

Çeviri:He is going to add salt.

"We are going to allow this."

Çeviri:Biz buna izin vereceğiz.

"We are going to apply it."

Çeviri:Biz onu uygulayacağız.

"She is going to ask for water."

Çeviri:O, su isteyecek.

"She is going to achieve her goal."

Çeviri:O, hedefine ulaşacak.

"She is going to apply it."

Çeviri:O onu uygulayacak.

"I am going to add sugar."

Çeviri:Ben şeker ekleyeceğim.

"I do not know what you are going to ask."

Çeviri:Ben sizin ne soracağınızı bilmiyorum.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------

"You are going to close the door."

Çeviri:Sen kapıyı kapatacaksın.

"I am going to come with you."

Çeviri:Ben seninle geleceğim.

"He is going to be a father soon."

Çeviri:O yakında baba olacak.

"Who is going to believe me?"

Çeviri:Kim inanacak bana?
We are going to call the police.
Anlamı: Biz polisi arayacağız.

"She is going to break the door."

Çeviri:O, kapıyı kıracak.

"He is going to assume I am happy."

Çeviri:O benim mutlu olduğumu farz edecek.

"Onlar restoranı kapatacaklar."

Çeviri:They are going to close the restaurant.

"I am going to call you later."

Çeviri:Ben seni daha sonra arayacağım.

"I do not believe he is going to come with us."

Çeviri:Ben onun bizimle geleceğine inanmıyorum.

"They are not going to believe me."

Çeviri:Onlar bana inanmayacaklar.

"The string is going to break."

Çeviri:İp kopacak.

"There is going to be a party."

Çeviri:Bir parti olacak.

"We are going to assume that she ate."

Çeviri:Biz onun yediğini farz edeceğiz.

"I am going to call her tomorrow."

Çeviri:Ben onu yarın arayacağım.

"You are going to break the window."

Çeviri:Sen pencereyi kıracaksın.

"Good, we are going to assume that you are you."

Çeviri:İyi, biz senin sen olduğunu farz edeceğiz.
------------------------------------------------------------------------------------

"You are going to continue eating."

Çeviri:Sen yemeye devam edeceksin.

"I am going to control Europe."

Çeviri:Ben Avrupa'yı kontrol edeceğim.

"My friend and I are not going to drink beer."

Çeviri:Benim arkadaşım ve ben bira içmeyeceğiz.

"We are going to discover the solution."

Çeviri:Biz çözümü keşfedeceğiz.
On Tuesday I am going to eat chicken.
Anlamı: Salı günü ben tavuk yiyeceğim.

"You are going to define him."

Çeviri:Siz onu tanımlayacaksınız.

"I am going to consider you my friend."

Çeviri:Ben seni arkadaşım olarak sayacağım.

"I am going to control myself."

Çeviri:Ben kendimi kontrol edeceğim.

"I am going to consider you my teacher."

Çeviri:Ben seni benim öğretmenim sayacağım.

"I am going to continue to ask the same question."

Çeviri:Ben aynı soruyu sormaya devam edeceğim.

"How are we going to define ourselves?"

Çeviri:Biz kendimizi nasıl tanımlayacağız?

"Today I am going to drink more orange juice."

Çeviri:Bugün ben daha fazla portakal suyu içeceğim.

"I am going to discover a country."

Çeviri:Ben bir ülke keşfedeceğim.

"What are we going to eat?"

Çeviri:Biz ne yiyeceğiz?

"Your sister is going to discover the secret."

Çeviri:Senin kız kardeşin sırrı keşfedecek.

"Sen onu tanımlayacaksın."

Çeviri:You will define him.

"I am going to consider him for the job."

Çeviri:Ben onu iş için göz önüne alacağım.

"Onlar yürümeye devam edecekler."

Çeviri:They will continue walking.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------

"We are going to find those keys."

Çeviri:Biz o anahtarları bulacağız.
I am going to follow you.
Anlamı: Ben seni takip edeceğim.

"I am going to feel well."

Çeviri:Ben iyi hissedeceğim.

"We are going to establish a team."

Çeviri:Biz bir takım kuracağız.
We are not going to forget your voice.
Anlamı: Biz sizin sesinizi unutmayacağız.

"They are going to finish reading."

Çeviri:Onlar okumayı bitirecekler.

"I think that I am going to go to Germany to study medicine."

Çeviri:Sanırım ben tıp okumaya Almanya'ya gideceğim.

"I am going to finish reading this letter."

Çeviri:Ben bu mektubu okumayı bitireceğim.

"If you give the animals food they are going to follow you."

Çeviri:Eğer siz hayvanlara yiyecek verirseniz onlar sizi takip edecektir.

"I am going to find a solution to the problem."

Çeviri:Ben probleme bir çözüm bulacağım.

"Where are you going to go now?"

Çeviri:Siz şimdi nereye gideceksiniz?

"My grandmother is going to forget by tomorrow."

Çeviri:Benim büyükannem yarına kadar unutacaktır.
I am not going to feel responsible.
Anlamı: Ben sorumlu hissetmeyeceğim.

"He is going to establish an office in that building."

Çeviri:O şu binada bir ofis kuracak.

"I am going to follow my dog."

Çeviri:Ben köpeğimi takip edeceğim.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

"Today we are going to look for a house."

Çeviri:Bugün biz bir ev arayacağız.

"I am going to introduce you to her husband."

Çeviri:Ben seni onun kocasıyla tanıştıracağım.

"Is he going to help us?"

Çeviri:O bize yardım edecek mi?

"We are going to leave now."

Çeviri:Biz şimdi ayrılacağız.

"She is going to offer wine."

Çeviri:O şarap teklif edecek.

"I am going to listen to her."

Çeviri:Ben onu dinleyeceğim. 

"I am going to have a child."

Çeviri:Benim bir çocuğum olacak.

"I am not going to leave today."

Çeviri:Ben bugün ayrılmayacağım.

"I am going to offer you my coat if it rains."

Çeviri:Eğer yağmur yağarsa ben sana ceketimi teklif edeceğim.

"I am going to introduce you to my girlfriend."

Çeviri:Ben seni kız arkadaşımla tanıştıracağım.

"This is not going to look good."

Çeviri:Bu iyi görünmeyecek.
We are not going to have enough time tomorrow.
Anlamı: Bizim yarın yeterince zamanımız olmayacak.

"Are you going to help us or not?"

Çeviri:Siz bize yardım edecek misiniz etmeyecek misiniz?

"I am going to listen to my mother next time."

Çeviri:Ben gelecek sefer annemi dinleyeceğim.

"Onlar evlerini teklif edecekler."

Çeviri:They will offer their house.

"We are going to have six dogs."

Çeviri:Biz altı tane köpek sahibi olacağız.
------------------------

"She is going to present her new collection."

Çeviri:O yeni koleksiyonunu sunacak.

"It is going to rain this afternoon."

Çeviri:Bu öğleden sonra yağmur yağacak.

"Tomorrow it is going to rain."

Çeviri:Yarın yağmur yağacak.

"Tomorrow we are going to prepare for the rain."

Çeviri:Yarın biz yağmur için hazırlanacağız.

"I am going to prepare a list of books."

Çeviri:Ben bir kitap listesi hazırlayacağım.

"The door is going to open."

Çeviri:Kapı açılacak.

"We are going to prevent the war."

Çeviri:Biz savaşı önleyeceğiz.

"We are going to place the fruit on top of the cheese."

Çeviri:Biz meyveyi peynirin üzerine yerleştireceğiz.

"I am going to put more salt in yours."

Çeviri:Ben seninkinin içine daha fazla tuz koyacağım.

"I am going to put a note here."

Çeviri:Ben buraya bir not koyacağım.

"I am going to open my box."

Çeviri:Ben kutumu açacağım.

"We are going to present ourselves."

Çeviri:Biz kendimizi sunacağız.

"I am now going to put myself into your place."

Çeviri:Ben şimdi kendimi senin yerine koyacağım.

"You are going to prepare pasta."

Çeviri:Siz makarna hazırlayacaksınız.

"Are you going to prevent the crisis?"

Çeviri:Siz krizi önleyecek misiniz?
You are going to open the door.
Anlamı: Siz kapıyı açacaksınız.

"They are going to present a plan."

Çeviri:Onlar bir plan sunacaklar.

"You are going to place the plates."

Çeviri:Sen tabakları yerleştireceksin.
------------------------------------------------------------
They are going to receive food.
Anlamı: Onlar yiyecek teslim alacaklar.

"Is he going to remember the street?"

Çeviri:O, sokağı hatırlayacak mı?

"I am going to reduce it."

Çeviri:Ben onu azaltacağım.

"I am going to recover."

Çeviri:Ben iyileşeceğim.

"We are going to read more books than him."

Çeviri:Biz ondan daha fazla kitap okuyacağız.

"I am going to resolve the problem."

Çeviri:Ben sorunu çözümleyeceğim.

"I am going to see the doctor."

Çeviri:Ben doktora görüneceğim.

"Who is going to receive the position?"

Çeviri:Pozisyonu kim alacak?

"No, we are going to resolve this."

Çeviri:Hayır, biz bunu çözümleyeceğiz.

"I am going to reduce my effort."

Çeviri:Ben eforumu azaltacağım.

"I think he is going to remember."

Çeviri:Bence o hatırlayacak.

"We are going to see the car collection."

Çeviri:Biz araba koleksiyonunu göreceğiz.

"She is going to read seven books."

Çeviri:O yedi tane kitap okuyacak.

"They are going to recover."

Çeviri:Onlar iyileşecekler.

"Biz sizin filminizi göreceğiz."

Çeviri:We are going to see your movie.

"I am going to reduce my effort."

Çeviri:Ben eforumu azaltacağım.

"Biz bu evi geri kazanacağız."

Çeviri:We are going to recover this house.

"Müdür ruhsatı teslim alacak."

Çeviri:The director is going to receive the permit.
------------------------------------------------------------------------------

"What is he going to think?"

Çeviri:O ne düşünecektir?
He is going to sleep in a hotel.
Anlamı: O bir otelde uyuyacak.

"I am going to tell you later."

Çeviri:Ben sana daha sonra anlatacağım.

"I am going to sell my house."

Çeviri:Ben evimi satacağım.

"The walls are going to support the house."

Çeviri:Duvarlar evi destekleyecek.

"I am going to start walking."

Çeviri:Ben yürümeye başlayacağım.
My brother is going to swim today.
Anlamı: Benim erkek kardeşim bugün yüzecek.
The concert is going to start in twenty minutes.
Anlamı: Konser yirmi dakika içinde başlayacak.

"I am going to tell you something."

Çeviri:Ben sana bir şey anlatacağım.

"She is going to think that I am tired."

Çeviri:O benim yorgun olduğumu düşünecektir.
She is going to sell fruit.
Anlamı: O meyve satacak.

"Where are you going to sleep?"

Çeviri:Sen nerede uyuyacaksın?

"They are going to support the government."

Çeviri:Onlar hükümeti destekleyecekler.

"He is going to swim today."

Çeviri:O bugün yüzecek.

"Ben bu gece geç uyuyacağım."

Çeviri:I am going to sleep late tonight.

"We are going to sell the violin."

Çeviri:Biz kemanı satacağız.

"What is he going to think?"

Çeviri:O ne düşünecektir?
-----------------------------------------------------------------------------------

"I am going to wait for you."

Çeviri:Ben seni bekleyeceğim.

"My friends and I are going to write a book."

Çeviri:Benim arkadaşlarım ve ben bir kitap yazacağız.

"She is going to understand my letter."

Çeviri:O benim mektubumu anlayacak.

"She is going to want another skirt."

Çeviri:O başka bir etek isteyecek.

"Who is going to win?"

Çeviri:Kim kazanacak?

"We are going to transport milk to the school."

Çeviri:Biz okula süt nakledeceğiz.

"He is going to walk to school."

Çeviri:O okula yürüyecek.

"My friend is going to want to drink after he runs."

Çeviri:Benim arkadaşım koştuktan sonra içmek isteyecektir.
Tomorrow I am going to walk on the beach.
Anlamı: Yarın ben kumsalda yürüyeceğim.

"You are never going to understand it."

Çeviri:Siz onu asla anlamayacaksınız.

"We are not going to wait for the queen."

Çeviri:Biz kraliçeyi beklemeyeceğiz.

"I was going to write a letter."

Çeviri:Ben bir mektup yazacaktım.

"I am going to win tomorrow."

Çeviri:Ben yarın kazanacağım.
I am going to understand that song.
Anlamı: Ben şu şarkıyı anlayacağım.

"Onlar yatağı eve nakledecekler."

Çeviri:They are going to transport the bed to the house.

"I am going to wait five more minutes."

Çeviri:Ben beş dakika daha bekleyeceğim.

"They are going to walk with him."

Çeviri:Onlar onunla yürüyecekler.

"I am going to wait for you."

Çeviri:Ben seni bekleyeceğim.

14 Eylül 2018 Cuma

İngilizce'de simple future tense ( gelecek zaman )


"It will change everything."

Çeviri:O her şeyi değiştirecek.

"My family will come next week."

Çeviri:Benim ailem önümüzdeki hafta gelecek.

"They will be doctors."

Çeviri:Onlar doktor olacaklar.

"You will break the window."

Çeviri:Sen pencereyi kıracaksın.

"Will you choose the wine?"

Çeviri:Şarabı sen mi seçeceksin?

"We will add milk to the coffee."

Çeviri:Biz kahveye süt ekleyeceğiz.

"The time will come when you will be sorry for it."

Çeviri:Bunun için üzüleceğin zaman gelecek.

"If it is old, it will break."

Çeviri:Eğer o eskiyse, kırılacak.

"I know that he will choose me."

Çeviri:Ben onun beni seçeceğini biliyorum.

"We will be here tomorrow."

Çeviri:Biz yarın burada olacağız.

"Which woman will he choose?"

Çeviri:O, hangi kadını seçecek?

"She will break the record."

Çeviri:O, rekoru kıracak.

"I will come to the party tonight."

Çeviri:Ben bu gece partiye geleceğim.

"We will not change our names."

Çeviri:Biz isimlerimizi değiştirmeyeceğiz.

"They will be doctors."

Çeviri:Onlar doktor olacaklar.

"Ben o zaman onları buraya ekleyeceğim."

Çeviri:I will then add them here.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

"I will count to five."

Çeviri:Ben beşe kadar sayacağım.

"We will eat later."

Çeviri:Biz daha sonra yiyeceğiz.

"I will cook the chicken with a pan."

Çeviri:Ben tavuğu bir tavayla pişireceğim.
Will they cover the bed?
Anlamı: Onlar yatağı örtecekler mi?

"Tomorrow we will drink orange juice again."

Çeviri:Yarın biz yine portakal suyu içeceğiz.

"You will continue eating."

Çeviri:Sen yemeye devam edeceksin.

"He will call if he has a question."

Çeviri:Eğer bir sorusu varsa, arayacak.

"Yarın biz yine portakal suyu içeceğiz."

Çeviri:Tomorrow we will drink orange juice again.

"Who will count the stars?"

Çeviri:Kim yıldızları sayacak?

"Biz yarın balığı pişireceğiz."

Çeviri:We will cook the fish tomorrow.

"I will call the doctor."

Çeviri:Ben doktoru çağıracağım.

"Öğretmen sırayı örtecek."

Çeviri:The teacher will cover the desk.

"They will continue walking."

Çeviri:Onlar yürümeye devam edecekler.

"My aunt will eat fish tonight."

Çeviri:Benim teyzem bu gece balık yiyecek.
Eğer biz ona yardım etmezsek, problemler devam edecek.
Anlamı: The problems will continue if we do not help her.

"I will count on you."

Çeviri:Ben sana güveneceğim.

"We will not drink water from that bottle."

Çeviri:Biz o şişeden su içmeyeceğiz.
Will they cover the bed?
Anlamı: Onlar yatağı örtecekler mi?
--------------------------------------------------------------------------------------------


"She will finish reading this letter."

Çeviri:O bu mektubu okumayı bitirecek.

"You will find the keys."

Çeviri:Siz anahtarları bulacaksınız.

"I will exercise every day."

Çeviri:Ben her gün egzersiz yapacağım.

"You will feel better."

Çeviri:Siz daha iyi hissedeceksiniz.

"She will fall down."

Çeviri:O aşağıya düşecek.

"My father will follow us."

Çeviri:Benim babam bizi takip edecek.

"I will get a basket for the apples."

Çeviri:Ben elmalar için bir sepet alacağım.

"They will finish eating."

Çeviri:Onlar yemeyi bitirecekler.

"Today I will exercise more than yesterday."

Çeviri:Bugün ben dünden daha fazla egzersiz yapacağım.

"I will find a job tomorrow."

Çeviri:Ben yarın bir iş bulacağım.

"I will get used to it."

Çeviri:Ben ona alışacağım.
We will follow you.
Anlamı: Biz sizi takip edeceğiz.

"I will feel tired."

Çeviri:Ben yorgun hissedeceğim.

"She will find her husband."

Çeviri:O, kocasını bulacak.
O senin ne hissettiğini hissetmeyecek.
Anlamı: He will not feel what you feel.

"Onlar çatıdan düşecek mi?"

Çeviri:Will they fall off the roof?
-----------------------------------------------------------------------------------------

"What exactly will happen?"

Çeviri:Tam olarak ne olacak?

"I will arrive Saturday."

Çeviri:Ben cumartesi varacağım.

"We will give her a skirt."

Çeviri:Biz ona bir etek vereceğiz.

"When will he go home?"

Çeviri:O ne zaman eve gidecek?

"I will introduce her to my family."

Çeviri:Ben onu benim ailemle tanıştıracağım.
They will have one hour.
Anlamı: Onların bir saati olacak.

"We will help my brother."

Çeviri:Biz benim erkek kardeşime yardım edeceğiz.

"Benim çocuklarım restorana arkadaşları olmadan gitmek zorunda olacaklar."

Çeviri:My children will have to go to the restaurant without their friends.

"Will you give me juice?"

Çeviri:Sen bana meyve suyu verecek misin?
I will give her the book tomorrow.
Anlamı: Ben ona kitabı yarın vereceğim.

"We will arrive in two hours."

Çeviri:Biz iki saat içinde varacağız.

"That will not help you."

Çeviri:O sana yardımcı olmayacak.

"My parents will introduce us."

Çeviri:Benim ebeveynlerim bizi tanıştıracak.

"Will you go with me?"

Çeviri:Benimle gidecek misin?

"When will it happen?"

Çeviri:O ne zaman olacak?

--------------------------------------------------------------------------------


"People will look at you."

Çeviri:İnsanlar sana bakacaklar.

"I will let my daughter go to Germany."

Çeviri:Ben kızımın Almanya'ya gitmesine izin vereceğim.

"We will not leave tomorrow."

Çeviri:Biz yarın ayrılmayacağız.

"I will make my bed."

Çeviri:Ben yatağımı yapacağı

"He will learn French."

Çeviri:O Fransızca öğrenecek.

"No one will know that I am your mother."

Çeviri:Hiç kimse benim senin annen olduğumu bilmeyecek.

"I will not lose my keys."

Çeviri:Ben anahtarlarımı kaybetmeyeceğim.

"Sen büyükannen için ne yapacaksın?"

Çeviri:What will you make for your grandmother?

"This way, you will not lose your keys."

Çeviri:Böylece sen anahtarlarını kaybetmeyeceksin.

"O, erkek arkadaşını terk edecek."

Çeviri:She will leave her boyfriend.

"You will know everything."

Çeviri:Sen her şeyi bileceksin.

"I will look into the bag."

Çeviri:Ben çantanın içine bakacağım.

"Will you let him go with his friends?"

Çeviri:Sen onun arkadaşlarıyla gitmesine izin verecek misin?

"We will look at the dresses."

Çeviri:Biz elbiselere bakacağız.

"I will lose my job."

Çeviri:Ben işimi kaybedeceğim.

"Ben onu sana bırakacağım."

Çeviri:I will leave it to you.
------------------------------------------------------------------------------

"What will you offer me?"

Çeviri:Sen bana ne teklif edeceksin?

"The teacher will present it."

Çeviri:Öğretmen onu sunacak.

"We will receive a letter."

Çeviri:Biz bir mektup alacağız.

"Tonight we will read the story together."

Çeviri:Bu gece biz hikayeyi birlikte okuyacağız.

"Who will pay this time?"

Çeviri:Bu sefer kim ödeyecek?

"I will miss you."

Çeviri:Ben seni özleyeceğim.

"I think it will rain today."

Çeviri:Bence bugün yağmur yağacak.

"Ben bilgiyi nasıl alacağım?"

Çeviri:How will I receive the information?

"You will miss the train."

Çeviri:Siz treni kaçıracaksınız.

"O, yağmur yağacak mı diye sorar."

Çeviri:He asks if it will rain.
We will offer flowers to the ladies every day.
Anlamı: Biz hanımefendilere her gün çiçek sunacağız.

"They will present two different ideas."

Çeviri:Onlar iki farklı düşünce sunacaklar.

"I will read the newspaper."

Çeviri:Ben gazeteyi okuyacağım.

"He will offer us water."

Çeviri:O bize su ikram edecek.

"When will I receive my order?"

Çeviri:Ben ne zaman siparişimi teslim alacağım?

"I will pay attention to her."

Çeviri:Ben ona dikkat edeceğim.

"Asla yağmur yağmayacak."

Çeviri:It will never rain.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

"We will return."

Çeviri:Biz geri döneceğiz.

"I will say this to the teacher."

Çeviri:Ben bunu öğretmene diyeceğim.

"We will see the hotel tomorrow."

Çeviri:Biz oteli yarın göreceğiz.

"They will recover."

Çeviri:Onlar iyileşecekler.

"Will you sell your house to him?"

Çeviri:Siz evinizi ona satacak mısınız?

"This will reduce its value."

Çeviri:Bu onun değerini azaltacak.

"You will remember me."

Çeviri:Sen beni hatırlayacaksın.

"He will return from work at seven."

Çeviri:O, işten yedide dönecek.

"My friends will not see me eat their food."

Çeviri:Benim arkadaşlarım benim yemeklerini yediğimi görmeyecekler.

"We will sell the shoes."

Çeviri:Biz ayakkabıları satacağız.

"Your mother will always remember that day."

Çeviri:Senin annen hep o günü hatırlayacak.
"They will reduce the load." Çeviri:Onlar yükü azaltacaklar.

"I will recover."

Çeviri:Ben iyileşeceğim.

"I am afraid of what the teacher will say."

Çeviri:Öğretmenin diyeceklerinden korkuyorum.

"I will not see you until that time."

Çeviri:Ben seni o zamana kadar görmeyeceğim.

"My brother will recover in two months."

Çeviri:Benim ağabeyim iki ay içinde iyileşecek.

"He will return from work at seven."

Çeviri:O, işten yedide dönecek.

"Bu herhangi bir sorunu azaltmaya yardım edecek."

Çeviri:This will help to reduce any problem.
------------------------------------------------------------------------

"I will start walking."

Çeviri:Ben yürümeye başlayacağım.

"It will take too much time."

Çeviri:Çok fazla zaman alacak.

"I will show him my car."

Çeviri:Ben ona otomobilimi göstereceğim.

"I will stay at home tonight."

Çeviri:Ben bu gece evde kalacağım.

"This box will serve as a chair."

Çeviri:Bu kutu bir sandalye olarak iş görecek.

"They will sleep in the same bed."

Çeviri:Onlar aynı yatakta uyuyacaklar.

"We will swim next Thursday."

Çeviri:Biz gelecek perşembe yüzeceğiz.

"For now, we will start with one."

Çeviri:Şimdilik biz bir taneyle başlayacağız.

"Ben senin annen için fotoğraf çekeceğim."

Çeviri:I will take pictures for your mother.

"I think he will stay."

Çeviri:Bence o kalacak.

"Onlar şarap ve bira servis edecekler."

Çeviri:They will serve wine and beer.

"She will show us her house."

Çeviri:O bize evini gösterecek.

"Ben uyuyacağım."

Çeviri:I will sleep.

"You will swim next year."

Çeviri:Sen gelecek sene yüzeceksin.

"They will stay here."

Çeviri:Onlar burada kalacaklar.
That is why I will swim now. 
Anlamı: Ben bu yüzden şimdi yüzeceğim.

"I will go to sleep."

Çeviri:Ben uyuyacağım.

"I will serve the food."

Çeviri:Ben yemeği servis edeceğim.

"I have to know when the music will start."

Çeviri:Ben müziğin ne zaman başlayacağını bilmeliyim.

"I will take part."

Çeviri:Ben katılacağım.
-----------------------------------------------------------------------------

"She will try again."

Çeviri:O tekrar deneyecek.

"The doctor said that she will walk again."

Çeviri:Doktor onun tekrar yürüyeceğini söyledi.

"So we will watch TV."

Çeviri:Öyleyse biz televizyon izleyeceğiz.

"They will use old cars."

Çeviri:Onlar eski otomobiller kullanacaklar.
They will not touch you.
Anlamı: Onlar sana dokunmayacaklar.

"I will want more tea."

Çeviri:Ben daha fazla çay isteyeceğim.

"We will think about you."

Çeviri:Biz sizi düşüneceğiz.

"Onlar onu bize karşı kullanacaklar."

Çeviri:They will use that against us.

"She will think that I am not here."

Çeviri:O benim burada olmadığımı düşünecek.

"I will not watch this channel."

Çeviri:Ben bu kanalı izlemeyeceğim.

"The dog will not touch the food."

Çeviri:Köpek yiyeceğe dokunmayacak.

"I will walk with you."

Çeviri:Ben seninle yürüyeceğim.

"After lunch they will want coffee."

Çeviri:Öğle yemeğinden sonra onlar kahve isteyecekler.

"Do you think he will miss it?"

Çeviri:Sence o onu özleyecek mi?

"They will try to swim in the sea."

Çeviri:Onlar denizde yüzmeyi deneyecekler.

"He will walk in the park this afternoon."

Çeviri:O, bugün öğleden sonra parkta yürüyecek.

"Onlar sana dokunmayacaklar."

Çeviri:They will not touch you.
--------------------------------------------------------------------------------------------------

"I will access the library from my computer."

Çeviri:Ben kütüphaneye bilgisayarımdan erişeceğim.

"I will write your name on the paper."

Çeviri:Ben senin adını kağıda yazacağım.

"How will I access the information?"

Çeviri:Ben nasıl bilgiye erişeceğim?

"He will write a book."

Çeviri:O bir kitap yazacak.

"Today we will have to write without a pen."

Çeviri:Bugün biz kalemsiz yazmak zorunda kalacağız.

"I will access his profile here."

Çeviri:Ben onun profiline buradan erişeceğim.

"Ben senin adını kağıda yazacağım."

Çeviri:I will write your name on the paper.

"They will register for school next month."

Çeviri:Onlar gelecek ay okula kaydolacaklar.

"He will register for the cooking class."

Çeviri:O, yemek pişirme kursuna kaydolacak.

"Siz bu hizmeti ilk kullandığınızda, kaydolmak zorunda olacaksınız."

Çeviri:The first time you use this service you will have to register.

En Çok Okunanlar

Present Perfect Tense Yakın zaman kullanımı (Yakın Geçmiş Zaman)

"He has wanted to swim." Çeviri: O yüzmek istedi. "Have you been to the US?" Çeviri: ABD'de bulundun mu ? "My s...